Çifteler Ziraat Odası

Vatan Hürriyet Ekmek

ZOBİS
ZOBİS
Çifteler Ziraat Odası > Şekerpancarı Tarımı

Şekerpancarı Tarımı

ŞEKER PANCARI YETİŞTİRİCİLİĞİ

Ülkemizde ve Dünyada insan yaşamının her döneminde bu kadar önemli bir temel besin maddesi olan şekeri ve şeker pancarını daha bol, kaliteli ve ekonomik üretmek, ve üretici gelirlerini arttırmak için; Anız bozma ve sonbahar sürümünden, ilk baharda toprak hazırlığı, gübreleme, ekim, bakım,  mücadele, sulama, hasat ve silolamaya kadar tüm işlemlerin nasıl ve ne zaman yapılması gerektiğinin üretici tarafından çok iyi bilinmesi gerekir.

• Pancar tohumu küçük ve çıkan filiz hassas olduğundan çimlenme ve ilk gelişme döneminde korunmalıdır. Toprağın sıkıştırması (kaymak tabakası), don haşereler yabancı ot ilaçları, filiz mantar’ i hastalıkları dikkatle takip edilmelidir.

• Toprak işlemesi derin olmalı, kök derinliğine su tabakası birikmemelidir.

• İlk gelişmede yeterli sıcaklığın mevcut olması gereklidir.

• Olgunlaşma döneminde pancar yüksek ısıdan olumsuz etkilenir ( özellikle gece sıcaklıkları)

PANCAR YETİŞTİRİCİLİĞİNDE İKLİM ve HAVA FAKTÖRLERİ

Kök verimi ve pancardaki şeker varlığı bakımından iklim faktörleri çok önemlidir. Ülkemizde değişik iklim bölgelerinde yapılan üretimler değişik özellikler gösterir.

• Denize yakın bölgelerde pancar verimi yüksek, buna karşın şeker varlığı düşüktür.

• Doğu Anadolu da sert kara iklimi hüküm süren bölgelerde kök verimi düşük şeker varlığı yüksektir.

• Geçit Bölgelerinde kök verimi ve şeker varlığı normaldir.

• İç Anadolu gibi iklimin çok sert olmadığı bölgelerde hem kök verimi hem de şeker varlığının yüksek olduğu en iyi pancar bölgeleridir.

PANCAR YETİŞTİRİCİLİĞİNDE IŞIK ve SICAKLIK

Pancar bir uzun gün bitkisidir. Kök ve şeker meydana gelmesinde güneş ışığı çok önemlidir. İlk çıkışta ısı ışıktan daha önemli gözükse de ısı arttıkça ışık ihtiyacı da artmaktadır. Gelişme ve şeker yapımı için ideal hava sıcaklığı 23 – 25 ° C dir. Hasattan birkaç hafta önce şeker teşekkülü için sıcaklık çok önemlidir.

PANCAR YETİŞTİRİCİLİĞİNDE SU

Tohum yatağının yeterli rutubete sahip olması gerekir. Nisan – Mayıs aylarında hafif kuraklık köklerin daha derinlere inmesine ve böylece bitkinin su ve besin maddesi yönünden daha iyi beslenmesini sağlar. Yaprakların gelişimi ile pancarın su ihtiyacı artar. Gelişme dönemlerinde su ihtiyacı fazladır ve yağmuru az olan bölgelerde mutlaka sulama yapılmalıdır.

PANCAR YETİŞTİRİCİLİĞİNDE TOPRAK

Pancar yetiştiriciliği yapılacak toprakların su ve besin maddelerini tutma kapasitelerinin çok iyi olması, kaymak bağlamaması, iyi bir toprak derinliğine sahip olmaları gereklidir. Pancar tarımı için en ideal toprak, organik maddece zengin, derin, kolay ısınan tınlı ve tınlı kireçli topraklardır.

PANCAR YETİŞTİRİCİLİĞİNDE TARLA HAZIRLIĞI

Şeker pancarı yetiştiriciliğinde ülkemiz için tavsiye edilen ön bitki hububattır. Toprak hazırlığında ilk işlem ön bitki hasadı sonrası bitki artıklarının toprağa gömülerek organik maddece zenginleşmesini sağlayan (anız bozma) işidir. Anız bozma ve ilk sürümün mutlaka sonbaharda yapılması gerekir. İlk sürümün sağlıklı yapılabilmesi için hububat hasadından hemen sonra gölge tavı “ toprak rutubeti “ kalkmadan toprağın sürülmesi ve anızın karıştırılması gerekir. Bu konuda en pratik ölçü pulluğun devirdiği toprağın kalıp şeklinde değil, devrildiği anda dağıla bilen yapıda olmasıdır.

Anızın asla yakılmaması gerekir. Anızın kolay parçalanması için toprağa sürümle birlikte bir miktarda üre gübresi karıştırılır ve gerekirse toprak ıslatılır. Böylece anızın çürümesi hızlanacaktır. Tarlanın kesik ve engebeli durumda kalmaması için derin sürümden önce mutlaka çizel kullanılmalı, derin sürümden sonra ise tırmık veya sürgü çekilmelidir. Pulluk tabanı varsa buna karşı 2 ila 3 yılda bir ilk sürümden önce bir dip kazan pulluğu çekilmelidir. Anız bozma işleminden sonra güz sürümüne geçmeden önce tarla kendi haline terk edilir. Kıştan önce yapılacak güz sürümüne kadar ( son sürüm ) tarlanın otlanması halinde yüzlek olarak tırmık çekilmelidir. Böylece toprağın su tutması sağlanmış ve yabancı otlarda öldürülmüş olacaktır. Kıştan önce yapılacak bu son sürümle birlikte toprak analiz sonuçlarına göre tavsiye edilen son bahar gübrelemesi de aynı zamanda yapılır.

İLK BAHARDA TOPRAK HAZIRLIĞI :

İlk baharda toprak hazırlığı, şeker pancarı yetiştiriciliğinin en hassas işidir. Ekim öncesi yapılan toprak hazırlığının zamanı, bu işte kullanılan ekipmanın kullanılış biçimi, tohum yatağının derinliği, tohumun üstünde kalacak toprağın kalınlığı ve yapısı vb. üretilecek şeker pancarının verimini ve kalitesini, dolayısıyla üretim ekonomisini önemli ölçüde etkiler.

İlk baharda tarla tava gelir gelmez vakit kaybetmeden tohum yatağı hazırlığına başlanmalıdır. Normal bir ( İntaş ) çıkışın sağlana bilmesi için;

• Tohum yatağının taş, kesek ve bitki artıklarından mutlaka temizlenmiş olması gerekir.

• Ağır tavda kesinlikle tohum yatağı hazırlığı, gübre ve ( herbisit ) yabancı otlara karşı zirai mücadele ilacı uygulaması yapılmamalıdır.

• İlkbaharda tohum yatağı hazırlığı esnasında azotlu gübrenin 2/3 ‘ü atılmalı ayrıca yağışlarla birlikte çıkması muhtemel yabancı otlar için eğer kullanılacaksa seçilen yabancı ot ilacı atıldıkta sonra tırmık veya kombi kürümler çekilerek tarla ekime hazır hale getirilmelidir. İhtiyaç duyulan yerlerde merdane çekilmesi de faydalı olmaktadır.

• İlk bahar tarla hazırlığında toprağın fazla çiğnenmesini önlemek için ekim öncesi işlem sayısı mümkün olduğu kadar azaltılmalıdır.

İdeal tohum yatağı hazırlığı, toprak ve iklim şartlarına göre değişmekle birlikte bunlardan en önemlisi, ilk baharda 2,5 –3 cmkalınlığında, homojen, ince, havalanması kolay, fırda yapıda gevşek bir tabaka ile bunun altında, ilkbaharda işlenmiş, bitkinin almasına elverişli yaklaşık % 10 su taşıyan nemli bir tabakanın varlığıdır. Bu işlenmiş tabakanın üst yüzeyi arzulanan tohum yatağıdır. Tüm bu hazırlıklar yapıldıktan sonra toprak ekime hazırlanmış olur.

PANCAR YETİŞTİRİCİLİĞİNDE ÇEŞİT SEÇİMİ

Şeker pancarı üretiminde verim ve kaliteyi etkileyen en önemli faktörlerden biride çeşit secimidir. Çeşit seçilirken aşağıdaki özeliklere dikkat etmek gerekir. Seçilen çeşit ;

• Ekilen yörenin iklim ve toprak yapısına uygun olmalıdır,

• Hastalıklara ve tohuma kalkmaya dayanıklı olmalıdır,

• Kök ve yaprak verimi yüksek olmalıdır,

• Çimlenme gücü ve tarla çıkışı iyi olmalıdır,

• Standartlara göre hazırlanmış ve gerekli ilaçlarla ilaçlanmış olmalıdır,

• Sağlıklı, güvenilir ve ucuz olmalıdır,

PANCAR YETİŞTİRİCİLİĞİNDE EKİM

Şeker pancarının verim ve kalitesi ile çiftçi gelirini etkileyen önemli bir faktörde ekim tekniğidir. Don tehlikesinin büyük çapta atlatıldığı bir dönemde yapılan erken ekim, pancarın gelişme süresini uzattığı ve verimi arttırdığı için her zaman tercih edilmelidir.

Ekimin kusursuz olması açısından ekimde kullanılacak mibzerlerin secimi ve gerekli ayar ve bakımlarının yapılması gerekir. Ekimde sıra araları ile sıralar üzerindeki pancarlar arasındaki mesafe, kök ve şeker verimini önemli ölçüde etkilemektedir.

• Ülkemizde şeker pancarı45 cmsıra arası mesafeye ekilmekte ve genel olarak 20 –25 cmmesafede teklenmektedir. 1 dekarda 8000 – 9000 adet bitki denemelerde en iyi sonucu vermektedir.

• Ekim hızı ekim kalitesini etkileyen önemli faktörlerdendir. Hassas mibzerlerle yapılan ekimde mibzeri çeken traktörün hızı 4 km/saati geçmemelidir. Aşırı hız tohumların gayri muntazam dökülmesine, derinlik ayarlarının bozulmasına, tohumların toprak yüzeyinde kalmasına neden olmaktadır.

• Ekim derinliği de verim ve kalite açısından önemli bir husustur. Pancar tohumu 2 ila5 cmderinliğe ekilmeli ekim esnasında sürekli kontrol edilmeli, toprağın tavı iyileştikçe daha yüzlek, tav aşağı indikçe daha derin yapılmalıdır.

• Ülkemizde genel olarak hassas mibzerle 5• 8 ve15 cmsıra üzeri aralıklara ekim yapılmaktadır.

Pancar ekiminin düzgün olarak yapılması çapa ve hasat makinelerinin kullanımında büyük kolaylıklar sağlamaktadır. Normal ekimden sonra doğal faktörler, tohum çeşidi, haşere ve hastalıklardan doğan tahribatlardan dolayı pancar sayısında % 40 dan fazla azalma olduğu takdirde tarla ikinci defa ekilmelidir.

PANCAR YETİŞTİRİCİLİĞİNDE BAKIM

Pancarın ekiminden hasadına kadar gelişmesini, yabancı otlardan, hastalık ve haşerelerden korunmasını sağlayan mücadele ve sulama dışında kalan tüm işlemlere bakım denir.

Bakım işlemlerini söyle sıralamak gerekir ;

a) Seyreltme / tekleme,

b) Çapalama,

c) Yabancı otlarla mücadele,

d) Hastalık ve Haşerelerle mücadele.

a) Seyreltme ve Tekleme :

Bir pancar tarlasında birim alandaki bitki sayısı, bu bitkilerin yüzeye iyi bir şekilde dağılış olması, verim ve kaliteye etki eden önemli bir faktördür. Pancarların 4• 5 yapraklı döneme ulaştıklarında seyreltme tekleme işlemi yapılır. Sıra üzeri aralıkların 20•25 cmolması yeterlidir. Tekleme yapılırken pancarların zedelenmemesine dikkat etmek gerekir.

b) Çapalama :

Yabancı ot mücadelesi ilaçla yapılıyorsa pancarın sadece toprağının havalandırılması için çapalama yapılır. Çapalama buharlaşmanın önlenmesi, toprağın daha çabuk ısınmasını, yağmur sularının düzenli bir dağılımla toprağa işlemesini sağlar. Ülkemiz şartlarında 1 veya 2 çapa yeterlidir. Elle veya makine ile yapılmaktadır. Çapalamada pancarların yan köklerinin zedelenmemesine, fazla kesek çıkartılmamasına ve pancarların çiğnenmemesine dikkat edilmelidir.

7) Sulama :

Şeker pancarı su ihtiyacı fazla olan bir bitkidir. Ekimden hasat dönemine kadar belirli aralıklarda ve miktarlarda suya ihtiyaç duyan bir bitkidir. Sulama dönemleri ;

a) Çıkış ( İntaş ) Sulaması :

Ekimde sonra yağış alınmaması ve toprağın tavını kaybetmesi halinde yapılır.

b) Gelişme dönemi Sulama :

Haziran sonu ile Eylül ortalarına kadar yapılmalıdır.

c) Hasat öncesi Sulama :

Toprağın tavlı duruma getirilerek, hasadı kolaylaştırmak ve kök kırılmalarını önlemek amacıyla yapılan sulamalar olmak üzere üçe ayrılır. Sulama sayısı bitkideki gelişme gözlenerek 4-6 defa yapılmalıdır.

Tarlaya suyun verilmesi( sulama metotları ) ülkemizde üç ana grupta toplanmaktadır :

1) Salma Sulama

a) Satıh Sulaması

b) Karık Usulü Sulama

2) Yağmurlama Sulama

3) Damla Sulama

Salma sulamada, sulama masrafları düşüktür. Ancak çok fazla su gerektirir ve yağmurlama sulamaya göre etkisi azdır. Salma sulama ile sulanan tarlaların çoraklaşmasının önlenmesi için drenajlarının çok iyi yapılmış olması gerekir. Hangi sulama metodu olursa olsun, şeker pancarı sulamasında aşırı veya yetersiz sulamadan kaçınılması en önemli husustur. Aşırı sulama, kaynak israfının yanında kök çürüklüğü ve bazı hastalıklara neden olmakta, yetersiz sulama ise, bitki gelişiminde ve verim kayıplarının artmasına neden olmaktadır.

PANCAR YETİŞTİRİCİLİĞİNDE HASAT

Pancar köklerinin sökülmesi, temizlenmesi ve pancarın yapraklarının kesilmesi işlemine HASAT denir. Ülkemizde pancar ekiminin başlamasından günümüze gelinceye kadar aşamalar kaydeden pancar hasat işlemleri, günümüzde modern tarım teknikleri ve makineleri ile yapılmaktadır.

Normal iklim şartlarında pancarın olgunlaşması Eylül sonu ile Ekim ayı ortalarına kadar devam etmektedir. Hasat işlemleri büyük çoğunlukla el değmeden yapılmaktadır. Pancar hasadı sökme beli, bir iki veya üç sıraya yalnızca söken sökme düzenleri, baş kesimini yapıp yalnızca söken makineler, baş kesimi, söken, depolayıp yükleme yapabilen makinelerle yapılmaktadır. Makineli hasadın elle yapılan hasada göre olumlu ve olumsuz yönleri vardır. Kısa sürede az masrafla geniş alanların hasadı, makineli hasadın olumlu yönleridir. Makine temin masraflarının yüksek olması, hasat esnasında daha çok pancarın kırılması, zedelenmesi e dolayısı ile kayıpların artması da olumsuz yönleridir.

Hasat toprağın tavı, pancarın sıklığı ve dağılımı, hasat makinesinin tipi ve kullanıcının becerisi ve tarlanın tesviyesi ile yabancı otların bulunmaması makineli hasadı kolaylaştıran etmenlerdir.

PANCAR YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME

Pancarda Bor noksanlığının sebep olduğu hastalıklar içerisinde, pancarlarda görülen öz çürüklüğü en çok bilinenidir. Pancarlardaki bor noksanlığı özellikle kurak yıllarda ve uzun süren kurak periyotlardan sonra görülür. Bu bakımdan bor noksanlıkların sorun olduğu yere sulama aralıklarının ayarlanmasına özel dikkat gösterilmelidir. Noksanlık halinde önce büyüme geriler, genç yapraklar birbirine yakın bir şekilde oluşurlar ve alt kısıma doğru daralırlar. Damarlar arasında sarımsı yeşil ve sarı renkli lekeler oluşur. Yapraklar kıvrılır. Genç ve orta yaprakların saplan üzerinde yara kabuğuna benzer, gri - koyu kahve kabarcıklar oluşur. Yumru içinde kahverengi halkalar şeklinde başlayan öz çürüklüğü, ilerledikçe dokuları tamamen öldürür ve pancarın içinde siyah çürük bir kısım oluşur. Öz çürüklüğü depolama sırasında artar. Öz çürüklüğü çok ciddi ürün kaybına neden olur.

Şeker pancarında çinko noksanlığında yeni çıkan yapraklar sarımsı yeşil renkli olurlar. Noksanlığın Demir olması halinde, yaprak ayası beyazımsı bir renk alırken, damarlar ve yaprak sapları bir süre yeşil renklerini korurlar. Bu görüntü pancarda beyaz leke hastalığı olarak adlandırılır. Sıcak, güneşli havalar bu simptomu artırır.

Şeker pancarında fosfor noksanlığı etkisini çimlenme aşamasından itibaren gösterir, düzensiz bir çimlenme görülür. Gelişme geriler ve bitkiler normale göre kısa kalırlar. Buna karşılık yapraklar sert ve dik haldedirler. Bazı durumlarda yaprak sapları yatık, yere paralel dururlar. Yapraklar normalden küçük olurlar ve mor veya siyahımsı kahve lekelerle kaplıdır. Yaprak kenarlarında nekrozlar oluşur. Yaşlı yapraklar sarımsı yeşile döner ve erken ölürler.

Şeker pancarının magnezyum eksikliğinde yaprakları hareli sarı bir görüntü alır. Renk değişimi yaprakların uç ve kenar kısımlarından başlayıp içeriye doğru yayılır. Kahve renkli nekrozlar meydana gelir. Yapraklar sarkar. Bu görüntü pancar sarı virüsünün yarattığı simptoma benzer, sadece virüs simptomu, kenarlardan içeri doğru daha muntazam bir yayılma gösterir.

Şeker pancarında mangan eksikliğinde genç yapraklar açık, parlak yeşil renkli olurlar. Yaşlı yapraklarda ağ şeklinde veya noktalar halinde klorotik lezyonlar oluşur. Özellikle yaşlı yapraklarda damarlar koyu yeşil renklerini korurlar. Yapraklar kenarlardan içe doğru kıvrıktırlar.

Pancar bitkisinde potasyum noksanlığında yapraklar mavimsi yeşil renkli ve aşağı doğru kıvrık olurlar. Damar aralarında sarıdan kırmızımsı kahveye kadar değişen tonlarda renk açılmaları olur. Renk değişiklikleri yaşlı yapraklardan ve yaprak kenarlarından başlayarak ilerler sonunda yapraklar solar ve ölürler.

Kalsiyum ( Ca )

Pancarda Kalsiyum yetersizliğinde dış yapraklar normal görünür, fakat daha içerdeki yaprakların gelişmesi yavaşlar ve çoğu zaman kurumuş küçük yapraklar ve yaprak sapları kalır. Deforme alan ve kıvrılan yaprakların uçlarında siyahlaşma belirir ve bu siyahlaşmaya genellikle 'uç yakınlığı' ismi verilir. Daha ileri durumlarda genç yapraklar siyahlaşır, pancarın büyüme noktası ölür ve yanlardan sürmeye başlar. Bu durumda kökteki iletim dokuları kahverengileşir. Daha hafif durumlarda yapraklar, dar kahverengi veya siyahımsı bir hatla çevrelenir ve bu kısımda gelişme yavaşlarken lamina kısmında normal gelişme devam eder ve bu yüzden topraklar kaşık şeklini alır. Toprakta kalsiyum yetersizliği genellikle, besin elementi toksitesine ve kök yanıklığına ortam hazırlayan toprak asitliği ile beraber görülür. Yurdumuz topraklarında kalsiyum yeteri kadar vardır. Çünkü topraklarımızın büyük bölümü kireçli topraklardır.

MAGNEZYUM ( MG )

  Belirtileri

Pancar da magnezyum eksikliğindeYapraklarda üst kenara yakın kısımlarda damarlar arasında sararmalar ve içe doğru kıvrılmalar görülür. Fazla etkilenmiş bitkilerde belirtiler yaprakların ortalarına doğru genişleyerek ilerler ve yaprak kenarları siyahlaşır. Hafif magnezyum eksikliğinden kaynaklanan belirtiler, virüs etkisi nedeniyle meydana gelen sararmalarda benzer ve virüs etkisi erken başlarsa bu belirtiler birbiri ile karıştırılabilir. Ancak bu ikisinin farkı şu şekilde ayırt edilebilir:

Virüsten kaynaklanan sararma parlaktır ve açık turuncudur. Yaprak kalınlaşır ve kolay kırılır. Magnezyum yetersizliğinde bu belirtiler görülmez.

  Sebepleri ve Ekonomik Önemi

Magnezyum eksikliği özellikle kireçli ve hafif topraklarda yaygındır, fakat diğer tip topraklarda da görülebilir. Eksiklik iki nedenden kaynaklanabilir. Toprak bitki gelişimi için yeterli olacak miktarda magnezyuma sahip değilse bu gerçek eksikliktir. Alınabilir magnezyum miktarı toprakta 50 ppm den fazla ise bu toprak magnezyum bakımından yeterli demektir. Bu miktar 25 ppm daha az ise, bitki için magnezyum yetersizliği var demektir. Potasyum, sodyum kalsiyum gibi elementler topraktan magnezyum alımını zorlaştırırlar. İkinci yetersizlik ise, çeşitli nedenlerle, örneğin bazı nematodlar nedeniyle kök gelişmesi engellenen bitkilerin toprakta yeterli miktarda bulunan magnezyumu alamaması şeklinde oluşandır. Pancar ekiminden önce alınan toprak numunesinin analizi sonucunda magnezyum eksikliği görülürse magnezyum uygulanmalıdır. Toprak analizi yapılamaması durumunda, ön bitkide magnezyum eksikliği belirtileri görülüp görülmemesine göre karar verilebilir. Magnezyumlu gübreler son baharda uygulanmalıdır. Üründe magnezyum eksikliği belirtileri hafif görüldüğünde üstten sıvı magnezyum sülfat verilebilir

MANGAN ( MN )

Genellikle ilkbaharda görülmeye başlar ve yapraklar üzerinde küçük sarı noktalar belirir. Sararma, açık yeşil renkte kalan damarlar dışında tüm yaprak yüzeyini etkileyebilir. Bu noktalar önceleri dağınık haldedir fakat sonra birleşerek daha büyük lekeler oluştururlar. Çok ciddi durumlarda bitki yavaş gelişir ve yapraklar içeri doğru kıvrılır. Çoğu topraklarda kökler daha derinlere inerek topraktaki mangandan yararlanabilirler ve bu durumda mangan eksiği belirtileri kendiliğinden kaybolur.

  Sebepleri ve Ekonomik Önemi

Mangan bir iz elementtir. Şeker pancarı tarafından alınan mangan miktarı çok azdır ve pek çok toprakta yeterli miktarda alınabilir mangan bulunur. Bu nedenle, mangan eksikliği sık oluşmaz. Fakat mangan eksikliği görülebilir. Örneğin, toprak pH'ının yüksek olmasından dolayı bitki çözünmemiş durumdaki manganı, kuraklık görülüyorsa veya toprak organik maddece zenginse ( fazla miktarda organik gübrelemeden sonra veya çayır alanlar yeni sürülmüşse ) mangan eksikliği görülebilir. Mangan eksikliği ileri durumda ise şeker verimi % 30'a kadar düşebilir. Belirtilerin ilerlemesi, yapraktan mangan sülfat uygulanarak önlenebilir. Bu, yalnızca mangan eksikliğinden dolayı oluşacak verim düşümünü önlemekle, kalmaz aynı zamanda diğer yetersizliklerin ve çıkış sonrası kullanılan herbisitlerin olumsuz etkilerini de önler. Yetersizlik, ağır topraklarda veya pH 6,0'nın altındaki hafif asidik topraklarda görülmez, fakat toprak fazla asidik ise ( pH 5,0'in altında ) mangan zehirlenmesi görülebilir. Yaprakların açık yeşil olması ve gelişmesinin yavaşlaması, azot eksikliği belirtilerine benzer.

ÇİNKO

Çinko yetersizliği, aşırı alkali topraklarda ( p H 9. 0 ve üzeri ) görülür. Şeker pancarı bu elemente karşı, mısır ve baklagillerden daha az hassastır. Eksikliğinde yaprakların gelişimi yavaşlar ve ortadaki genç yapraklarda bir sararma görülür. Yaprağın üst yüzeyinde damarlar arasında sarı veya beyazımsı lekeler oluşur. Daha sonra yaprağın damar araları kurur fakat damarlar yeşil ve kabarık kalır. Çinko yetersizliğinin erken devrelerinde çinko sülfat uygulanırsa belirtiler hızla kaybolur. Türkiye'de çinko eksikliği özellikle Güney Anadolu'da narenciye alanlarında ve Orta Anadolu pancar ekim alanlarında görülmektedir.

POTASYUM ( K )

  Belirtileri

Potasyum eksikliği olan şeker pancarının genellikle mat yeşil renkte olup hafif kıvrımlıdır ve kenarlarında sararmalar meydana gelir. Eksiklik durumu arttığında sararmış alanlar genişleyerek kırmızımsı kahverengiye dönüşürler. Potasyum, bitki bünyesinde kolayca yer değiştirir. Bu yüzden belirtiler ilk olarak yaşlı yapraklarda sonra daha genç yapraklarda ortaya çıkar. Yeni yapraklar yeşil kalsalar bile küçük ve gelişmemiş durumdadırlar. Sodyum eksikliği belirtileri de benzerdir. Potasyum ve sodyum eksikliğinde ortaya çıkan belirtileri magnezyum eksikliğinde görülen belirtilerden ayırt etmek oldukça zordur. Yaprak veya toprak analizleri yapılarak karar verilmelidir.

  Sebepleri ve Ekonomik Önemi

Bu iki besin elementinin yetersizliği, genellikle aşırı fosfor veya azot kullanımında ortaya çıkar. Gerçek bir eksiklik özellikle hafif kumsal veya organik maddece zengin topraklarda yada yeni işlenmiş zayıf çayır topraklarında ortaya çıkabilir. Toprak analizleri sonucunda yapılacak gübreleme bu eksikliği giderir. Yurdumuzun topraklarında genellikle yeterli düzeyde bitkilere yarayışlı potasyum bulunmaktadır.

AZOT ( N )

  Sebepleri ve Ekonomik Önemi

Azot eksikliğine, azot gübrelenmesi yapılmayan, organik madde bakımından zayıf, kumsal alanlarda rastlanır. Bu tür bir eksiklik nitrat ilavesi ile kolay ve hızlı bir şekilde giderilebilir. Azot bitki gelişimi için gereklidir.Yaprak alanını artırarak, toprak yüzeyinin iyi bir şekilde kaplanmasını sağlar ve böylece topraktan rutubet kaybı önlenir. Aşırı azot gelişimini artırır. Kökte az miktarda ağırlık artışı sağlanmasına karşın şeker oranını düşürür. En uygun gübre miktarı toprak tipine ve kaldırılan ön bitkiye göre değişir. Gübreleme ile verilen azot, topraktaki azot kaynağına bir takviyedir. Azot eksikliğinin belirtileri, toprak sertliğinden dolayı kökün etkin olamaması veya sel nedeniyle kökün havasız kalması durumundada ortaya çıkabilir. Türkiye toprakları, toprakta azot kaynağı olan organik madde bakımından genellikle zayıftır.

VİRÜS HASTALIKLARI

1.Sarılık virusu

2.Mozaik virusu

3.Yaprak Kıvırcıklığı

4.Rhizomania

5.Kıvırcık baş (Curly Top )

7.Sarı Solgunluk

1.Pancar Uru

2.Pancar Veremi

3.Islak Çürüklük

4.Bakteriyel Yaprak Lekesi

1.Kök Yanıklığı

2.Alternaria yaprak Lekesi

3.Tohum Kararması

4.Cercospora Yaprak Lekesi

5.Mildiyö

6.Külleme

7.Phoma Yaprak Lekesi

8.Ramularia Yaprak Lekesi

9.Pancar Pası

10.Kemer Çürüklük

11.Pancar Beni

12.Phoma Kök Çürüklüğü

13.Yaş Çürüklük

14.Rhizoctonia Kök Çürüklüğü

15.Mor Çürüklük

16.Beyaz Çürüklük

17.Beyaz Kök Kanseri

18.Fusarium Solgunluğu

19.Verticillum Solgunluğu

20.Silo Çürüklükleri

Atomarya

Bibio Sinekleri

Çadır Tırtılı

Dana Burnu

Hortumlu Böcekler

Kalkan Böceği

Kırkayaklar

Mayıs Böcekleri

Nematodlar

Pancar Güvesi

Pancar Leş Böceği

Pancar Pireleri

Pancar Sineği

Salyangozlar

Sikad

Symphidler

Tel Kurtları

Tipula Sinekleri

Toprak Kurtları

Yaprak Bitleri

Yaprak Kurtları

Yay kuyruklular